"Birbirini çok seven 3 kelebek,bir gün ateşin ne olduğu üzerine tartışmışlar.İlki ateşe uzaktan bakmış ve “AYDINLATIR “demiş.İkincisi biraz daha yaklaşdığında “ISITIR “yanıtını vermiş.Sonuncusu ise hızla ateşin içine girmiş.Ateşin gerçekten ne olduğunu bir o anlamış,ama gelin görün ki !Bunu hiç kimseye anlatamamış.Sevgi ve bağlılık ateşe benzer,anlamak için ne bakmak nede yaklaşmak yeterli değildir..YANMAK GEREKİR."
Çok İsterdim
Ben aşkı bir masal gibi yaşamak istyenlerdenim yani güzel bir prenses olsun bende yakışıklı prenses olayım huzurlu ve mutlu yaşayalım
gücümüzü birbirimizden alalım her koşulda destek verelim birbirimize bir sevgili olalım bir arkadaş olalım hani o hayat arkadaşı dedklerinden olalım her konu hakkında konuşalım çok isterdim.
"Mevlanaya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye… Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeliSarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalıDAYANILMAZ OLDUĞUN ZAMANLARDA BİLE SANA DAYANMALI!!Sevgili dediğin fanatik olmalıBütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeliGüzel haberler aldığında seninle oynamalıVe ağladığında seninle ağlamalı…Ama hepsinden daha çok;Sevgili matematiksel olmalı;Sevgili çarpmalı,Sevgili bölmeli,Geçmişi çıkarmalı,Yarınını toplamalı,Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalıVe her zamanBütün parçalardan daha büyük olmalı…İşi bitince seni bir tarafa atmamalı…"
AŞK HERYERDE!
Aşk heryerde derler ya evet çok doğrudur aşk her yerdedir bazen bir esnaf lokantasında bazen bir plajda bazen de köşeyi dönerken aşk karşımıza çıkar
habersiz çıkar o yüzden allak pullak olur ya bütün dengemiz sanki bir anda yüksek doz mutluluk hormonu enjekte etmişler gibi büyük bir enerji gelir
Yüzümüzde aptal bir gülümseme ile sadece içinde onun olduğu hayaller kurarız peki nereye kadar!!
Aşkın yol açtığı yüksek dozun etkisi azalır gözümüzün önündeki pempe bulutlar dağılır ve gördüğümüz gerçekler pekde hoşumuza gitmez yavaş yavaş sorunlar çıkar
çünkü elinden oyuncağı alınmış çocuk gibiyizdir.Kimisi bu durumla başa çıkabilir ve gerçeklerle yaşamayıbilir.kimisi de bunu yapamaz ve pempe başlayan bu macera siyah biter!!
Ama ne olursa olsun AŞK herşeyi ile yaşanması gereken dünyanın en güzel en karmaşık en tarifsiz ve en heyecan verici macerasıdır!!
habersiz çıkar o yüzden allak pullak olur ya bütün dengemiz sanki bir anda yüksek doz mutluluk hormonu enjekte etmişler gibi büyük bir enerji gelir
Yüzümüzde aptal bir gülümseme ile sadece içinde onun olduğu hayaller kurarız peki nereye kadar!!
Aşkın yol açtığı yüksek dozun etkisi azalır gözümüzün önündeki pempe bulutlar dağılır ve gördüğümüz gerçekler pekde hoşumuza gitmez yavaş yavaş sorunlar çıkar
çünkü elinden oyuncağı alınmış çocuk gibiyizdir.Kimisi bu durumla başa çıkabilir ve gerçeklerle yaşamayıbilir.kimisi de bunu yapamaz ve pempe başlayan bu macera siyah biter!!
Ama ne olursa olsun AŞK herşeyi ile yaşanması gereken dünyanın en güzel en karmaşık en tarifsiz ve en heyecan verici macerasıdır!!
2 YAKA
Bir varmış bir yokmuş ege de karşılıklı iki adada yaşayan bir toplum varmış yılda bir kez bır araya gelinir bir festival düzenlenir
o festivalde 2 ayrı adadaki gençler tanışır yeni arkadaşlıklar kurulurmuş lakın festıval dısında bu ıkı toplumun bır araya gelmesi yasakmış
ve festival bitince herkes kendi adasına doner bir sonrakı yıl beklenırmiş ta ki alex ile karia tanışana kadar ozamana kadar yıllar yılı bu duzen ve kurallara uyulmuş!
karia ve alex birbirini öylesine çok sevmişlerki ayrılmak istemiyorlar birarada yaşamak istiyorlarmış lakin birarada olamayacaklarını da biliyorlarmış.alex çok iyi bir yüzücümüymüş ayşeye onu görmek istediğinde bir ateş yakmasını söylemiş alex ne zaman ışığı görse denizi yüzerek geçiyor gizli gizli buluşuyorlarmış.
Birgün toplum meclisinden bir senatör tarafından bu ışık fark edilmiş ne zaman gece bir ateş görünse karşı yakadan biri yüzerek diğer adaya geliyormuş.Bu yasak aşka bir son vermek için senatör uygun bir günü beklemiş ve sonunda Senatörün beklediği fırtınalı yağmurlu gün gelmiş denizde dev dalgalar birbirilerine karışıyormuş senatör küçük bir ateş yakmış alex meşalenin ışığını görünce hemen karia'nın yaktığını düşünerek hemen gitmeyelim demiş lakin karia böyle kötü havalarda alexi cağırmazmış.alexde bunu bildiğinden daha bir telaşlanmış evden koşarak çıkmış denize atlamış başlamış fırtınalı ve dev dalgalı denizde tüm gücüyle savaşarak yüzmeye ama alex gibi iyi bir yüzücü için bile çok zorlu bu hava koşullarında o kadar direnmesine rağmen karşı sahile ulaşamadan boğulmuş!
ertesi gece bir önceki güne nazire yaparcasına sakin ve dinginmiş karia alexi bi önceki gece göremediğnden çok özlemiş meşalesini yakmış beklemeye başlamış ama gelen giden yokmuş sonra ki gece yine yakmış ama yine gelen yokmuş günlerce beklemiş karia ve en sonunda karşı yakaya geçmeye karar vermiş lakin karia ,alex gibi iyi bir yüzücü olmadığından gücü hemen tükenivermiş çırpınmaya başlamış ve derken ayşede derin ve serin ege sularının dibine sürüklenmiş ertesi gün 2 yakanın tam ortasında kalpten bir ada oluşmuş.
EL
ŞAKACIdır onun adı ama göz yaşlarını içine akıtır kayboldugu o karanlıgın ıcınde!Sadece üstü başı yırtık değildir büyük derin yaraları vardır artık kalkanlarını indirmiştir pes etmiştir direnmekten o yüzden kendini o karanlığa bırakmıştır artık ölümü beklemektedir ama hayat bu işte süprizleri barındırır içinde karanlığın içinden bir el uzanır davet eder mutluluğa geriye kalan tek sey yırtık elbise olacak vaadiyle!!!